25 Eylül 2008 Perşembe

DOSTLARIM...Allah Muhafaza....

Dostlarım!

Neden beni getirip, teneşirde soydunuz?
Arkasından yıkayıp, bir tabuta koydunuz?
Neden toplandı bugün, burada bunca kişi?
Bir yanlışlık olmalı, anlamadım bu işi!..
Niçin bağlandı çenem?.. Bu kefen neyin nesi?
Söyleyin!. Gerçek midir, duyduğum salâ sesi?
———————————–
Ne işim vardı benim, bu musalla taşında?
Oysa olmam gerekir, işlerimin başında…
Yoksa bu yaptığınız; bir oyun, bir şaka mı?
Tadında kalsın artık, bırakın şu yakamı.
———————————–
Ya sen, hoca efendi!. Oyuna dahil misin?
Ben nasıl ölürüm ki; bu kadar cahil misin?
Yoksa kim olduğumu, sen de mi bilmiyorsun?
Bir özür dileyip de, kendine gelmiyorsun?
————————————-
Haberin var mı benim, şöhretimden, şânımdan?
O derin mafyadaki, büyük itibarımdan?..
Belki merak edersin, ünvanımı rütbemi;
Ulemâ susta durur, bir giyersem cübbemi.
———————————-
Bana yakışıyor mu, burada böyle yatmak?
Sanki ölmüşüm gibi, omuzlarda tur atmak ?..
Lütfen, hoca efendi, sürdürme şu oyunu;
Benim gibi bir kurda, güldürme şu koyunu..
Hele, şu cebindeki, telefonu bir ver de;
Bak nasıl açılacak, kapılar perde perde…
Şu gördüğün hüzünlü maskelere aldırma;
Onlara inanıp da, sakın namaz kıldırma.
———————————
Duydum ki; işgüzarlar, mezar bile kazmışlar.
Görüyorsun ya hocam, bunlar hepten azmışlar…
Kaldır artık tabutun, kapağını üstümden;
Sıkılmaya başladım, şu dikişsiz kostümden.
Aklını kullan hocam!.. Ben sözümü tutarım;
Seni Ulu Cami’ye imam bile atarım…
Karar ver de bu işi, tatlıya bağlayalım;
Maaşına ilâve , bir katkı sağlayalım.
Bu kadar şaka yeter, beni artık salıver;
İlk taksitin yerine, şu zarfı da alıver…
——————————
Dinle ey âciz mevta!. Bu konuşan hocadır;
Gördüklerin ne şaka, ne de kandırmacadır.
Sağlığında ”yobaz” der, beni hep küçümserdin;
Şimdi ne oldu sana, hocaya postu serdin?..
————————————-
Uyan artık ey mevta!. Sen öldün.. Sağ değilsin;
Çırpınışın boşuna, o dik başın eğilsin!.
Bu tabutlara daha, ne şöhretler girecek,
Neler gördü bu hoca, daha neler görecek…
Bekliyor Münker Nekir, şimdi seni mezarda;
Rüşvet müşvet geçmiyor, gideceğin pazarda.
Bu dünyada put yaptın, şan ,şöhreti, parayı;
Az sonra göreceksin, orda akla karayı.
Gelecek kulağına, önce şöyle bir hitap;
”Duymadın mı dünyada , Kurân diye bir kitap?”
Duydum desen bir türlü , duymadım desen yalan.
Kurtarır belki seni, mafyadan arta kalan…
————————————-
Gerçekleri bu fakir, böyle getirdi dile,
Bilirim… Bu satırlar, anlayana çok bile.
Uzatıp bozmayalım, şiirin kıvamını;
Herkes kendi getirsin öykünün devamını…

HOŞGELDİNİZ....

BİLMEZ Kİ SORSUN, SORMAZ Kİ BİLSİN...
SORSA BİLİRDİ, BİLSE SORARDI...