11 Temmuz 2008 Cuma

HİZMET VE ADABI

HİZMET VE ADABI:
Allah dostları “Hizmet mühimdir, lakin hizmette edeb daha mühimdir” buyurmuşlardır. Yani yapılan hizmetin makbul olması için kalpteki ihlas ve samimiyet önemlidir.
Nitekim Kur’an-ı Kerîmde Hz. Peygambere ihlas ve takva etrafında kurulan Kuba Mescidinde namaz kılması, ancak münafıkların fitne ve nifak üzerine kurdukları Mescid-i Dırarı yıkması emredilmiştir. Dıştan bakınca bunların ikiside mescit ama batınen cennetle cehennem arasındaki kadar fark vardır.
HİZMETTE İŞİ ZAMANAGÖRE SAĞLAM VE GÜZEL YAPMAK:
Hizmet insanı sağlam ve kaliteli bir hizmet sunabilmek için kendini geliştirmelidir. Hizmette önemli olan, zamanın şartlarına göre hizmetin yapılış şeklidir. Mevlana bunu şöyle söylemiştir: “Düne ait ne kadar söz varsa, dünle beraber gitti Cancazım; şimdi yeni bir gün, öyleyse yeni şeyler söylemek lazım.”
Hz. Ali(r.a) efendimiz: “Çocukları ve gençleri kendi yaşadığımız zamana göre değil, onların yaşayacakları zamanı dikkate alarak yetiştirin” buyurmuşlarıdır.
En güzel ve sağlam yapılan hizmetler, hiçbir zaman zayi olmaz. Nitekim Allah Teâlâ “Biz yaptığını en güzel şekilde yapanın amelini asla zayi etmeyiz.(el-Kehf,30) buyurmuştur.
Peygamberimizde:”Allah Teala yaptığı işi en güzel ve sağlam bir şekilde yapan kimseyi sever (Deylemi, müsned) buyurmuştur.
HİZMET HEYECANINI YİTİRMEMEK VE HİZMETTE DEVAM VE SEBETKAR OLMAK:
İnsanı hizmetlere koşturan ve onun zevkle yerine getirilmesini sağlayan ve gönüllerdeki aşk ve şevkle yapıldığı içindir.
Uzun süre hizmette bulunan bazı şahıslarda zamanla hizmete karşı bir durgunluk görülmektedirler. Bu durum hizmet ehli adına bir tehlike başlangıcıdır.
İnb-i Abbas (r.) rivayet etmiştir ki Allah münlerin kalplerinde gevşeklik ve durgunluk zuhur ettiği bir dönemde şu ayet inmiştir: “İman edenlerin Allahın zikri ve onun katından inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürperme zamanı daha gelmedi mi? (el-Hadid-16)
Bir mü’min hizmette ne görürse görsün, ne eksiklik görürse görsün hiç bir şeyden korkmamalı, aksine görülen bu aksaklıklara daha azimle hizmet etme gayesini gütmeli ve ümitsizliğe düşmemelidir. Nitekim Allah, iman edipte hizmet edenlerin gevşekliğe düşmemelerini şu şekilde buyurmuştur:
“Ey mü’minler! Sakın gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer gerçekten müminlerseniz üstün gelecek sizsiniz (Ali imran,139)
Hizmet ehli problem üretici değil, problem çözücü olmalıdır. Sıkıntılar karşısında tıkanıp kalmamalı, yılgınlık gösterip kenara çekilmek, bir acizliktir. Acizlik ise bir müslümana yakışmaz. Hizmette bulunan bir kimse, Allah ve Rasulünün şu sözünü unutmamalıdır:
“EyRabbim, Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, takatsizlikten sana sığınırım.”(Buhari)
Hizmet, gelip geçici bir sevda değildir. Son nefese kadar kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın hizmet eden kimse ilmiyle, canıyla, malıyla insanlara faydalı olmayı her şeyden üstn tutacaktır.hemen her şeyde bir aksaklık gördüğünde kendisine verilen vazifeyi bırakıyorum gibi sözlerle ümitsizliğe düşmeyecektir. Bu itibarla hizmet ehlinin azığı sabır dayanağı Mevla olmalıdır. Büyük Allah dostlarının hizmette birleştiği şu sözleri çok önemlidir:
Şu 3 sınıftaki insan Allahtan uzaktır:
1-Rahatını düşünerek hizmetten kaçanalr
2-Hassas olduklarını bahane ederek artık içim kaldırmıyor diyerek sohbet meclisinden uzakta kalanlar
3-Sefih ve fasıklarla olanlar
Hizmette görülen bir hatayı yapan kişinin şahsına değilde hatasına buğzetmelidir.
Bir gün Ebu Derda hz. Şamda kadılık yapıyordu. Halkın bir günahkara sövüp kötü sözde bulunduklarını gördü. Onlara “siz kuyuya düşmüş bir adam görseniz ne yaparsınız? Diye sordu. Oradakiler ip salıp çıkarmayı düşünürüz” dediler.
Ebu Derda hz.leri dediki: Öyleyse günah kuyusuna düşmüş bu kimseye neden bir ip salıp kurtarmıyorsunuz?” diye sordu. Oaradakiler cevaben Sen bu günahkara düşmanlık duymuyormusun dediler?
Ebu Derda Hz.leri: Ben onun şahsına değil günahına hatasına düşmanım diye buyurdu.

Hz. Mevlana ne güzel buyurur:
Ay, geceden ürkmediği, karanlıklardan kaçmadığı içindir ki nurlandı ve ışık saçmaya başladı.
Gül de o güzel kokuyu dikenle hoş geçindiği için kazandı. Bu hakikati gül şöyle anlatırç dikenle beraber bulunduğum için neden kendimi gama ve üzüntüye vereyim ki? Ben gül olarak gülmeyi dikenin kötü huylarının bana batmasından ve o huylara katlandığım için elde ettim. Onun sayesinde aleme hoş kokular dağıttım.
HİZMET EDENLERİN BİRBİRLERİNİ KIRMAMASI,İNCİTMEMESİ...HİZMETTE TEVAZU VE ŞIMARMAMAK:
Bir kul, hangi nimet ve lutfa nail olursa olsun ister maddi olarak ister manevi olarak hangi makamda olursa olsun enaniyete dalarak kibirlenmekten kurtulmalıdır ve dostlarını kırmamalıdır. Hangi makam, mal, mülk, şöhret, meslek sahibi olursa olsun hizmetlerde enaniyet illetinden korunmamız için Allah Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurur.: Şımarma! Allah şımaranları sevmez(el-Kasas 76)
Nitekim Peygamberimizde: Ben Rasullerin kumandanıyım, lakin övünmek için demiyorum. Peygamberlerin sonuncusuyum, ilk şefaat edecek, cennete ilk girecek benim ancak bunları övünmek veya övünç vesilesi olsun diye söylemiyorum.(Darimi,mukaddime,8) buyurmuşlardır.
Hizmette bulunan kimse, hizmetteki aksaklıklardan dolayı başkalarını suçlamamalı, ayıp ve kusuru öncelikle kendinde aramalıdır. Hizmet edilenlerde görülen bir yanlışlık gördüğünde yüzüne söylemelidir
Hizmette bulunurken kendimizi kontrol etmeliyiz.
İmam Rabbani bir şeyh olan talebesine mektubunda şöyle yazmıştır: “irşad ettiğin talebelerden şikayetçi olduğunu ve onlara kırıldığını yazıyorsun. Oysa senin onlardan değil, onlara karşı kendi tutum ve davranışlarından kırılman ve şikayetçi olman gerekir.”(Mektubat,209. mektup)
Hizmette işin başındakiler daima fedakar ve önde olmalıdırlar. Bir hata gördüklerinde ister açıkça ister uyarı yoluyla olsun başkasını değil de kendisini uyarmalıdır.

Hiç yorum yok:

HOŞGELDİNİZ....

BİLMEZ Kİ SORSUN, SORMAZ Kİ BİLSİN...
SORSA BİLİRDİ, BİLSE SORARDI...